Bergen

Bergen, Arabesk ve Fantazi müzik sanatçısı, Türk müzik tarihinin kült olmuş efsane kraliçesidir. Asıl ismi Belgin Sarılmışer, 15 Temmuz 1959 tarihinde Mersin‘de doğmuştur. Türk müzik tarihinde aynı zamanda albüm ismi olan “Acıların Kadını” olarak bilinmektedir.  31 Ekim 1982’de kocası tarafından yüzüne atılan kezzap sonucu iki gözünü de kaybetmiş, daha sonra sol gözü görme yetisi kazanmıştır. Adana’da, 14 Ağustos 1989 gecesi boşandığı eşi tarafından 30 yaşından kurşunlanarak öldürülmüştür. 30 yıllık kısa yaşamına 6 Longplay, 11 kaset, 129 şarkı ve 1 video filmi sığdırmıştır.

Bergen çoçukluğu

Bergen, 15 Temmuz 1959 yılında Mersin’de doğmuştur. Doğum tarihi 1 yaş büyütülerek, nufüs kayıtlarına 15 Temmuz 1958 olarak geçmiştir. Annesi Sebahat Çakır, babası M.S. Sarılmışer’dir. Ataları Suriye Türkmen soyundan olup, 4 kız kardeşin en küçüğüdür. 1961 doğumlu olan kız kardeşinin iki yaş büyüğü, Belgin Sarılmışer‘dir.

Bergen, 7 yaşındayken anne ve babası boşanmıştır. Boşanmadan sonra 1966 yılında annesi Sebahat Çakır ile birlikte Ankara’ya taşınmışlardır. Ankara/Yenimahalle’de Yunus Emre İlkokulu’nu bitirmiştir. Okul bittikten sonra Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümüne girmiştir. Bu dönemde uzun bir süre maddi sıkıntılar yaşamıştır. Yaşadığı maddi sıkıntılar sonucunda konservatuarı bırakmak zorunda kalmıştır. 1976 yılında yaşı büyütülerek, PTT memur olarak çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde yaşadığı bir aşk hadisesi sebebiyle, PTT’de ki memurluk görevini de bırakmıştır.

Bergen’in ilk evliliği ve boşanması

1977 yılından Mersin’de dayısının oğlu olan, aynı zamanda hayatında çok sevdiği tek sevdası olan akrabası Göksel Sarılmışer ile evlenmiştir. Bu evlilikten bir erkek çocuğu olmuştur. Bu evlilik yaklaşık 4 yıl sürmüştür. 1981 yılından eşinden boşanmıştır. Evlendikten sonra eşi yurtdışında çalışmaya başlamıştır. Bergen, o yıllarda zamanla gelişen ailevi bir sebebten dolayı eşinden boşanmak zorunda kalmıştır. Boşandıktan sonra oğlunu eşinden alarak, Hollanda’ya gitmiştir.

Bergen’in ilk sahneye çıkması ve ikinci evliliği

Bergen, ilk defa Ankara’da gittiği gece kulübünden keşfedilmiştir. 1979 yılında arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü’nde tesadüfen sahneye çıkmıştır. Gece kulübünün sahibi olan İlhan Feyman tarafından beğenilerek, burada çalışması için iş teklifi almıştır. Teklifi kabul eden Bergen, aynı kulüpte Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği ve dönemin modası olan arajmanlardan oluşan repertuarlarla yaklaşık 1 yıl boyunca sahne almıştır.

Bergen, Ankara’da ki bir yıllık çalışmanın ardından 1981 yılında  Adana‘da Kuyubaşı Gazinosu’na gelmiştir. Burada yaklaşık 8 ay çalıştıktan sonra, alacağı karşılığında bir otomobil teklif edilmiştir. İş bitiminde verilen otomobil elinden alınarak, borç içinde bırakılır. Bir süre sonra burada Halis Serbest‘le tanıştı ve 1 yıl sonra da 1982 yılında evlenmiştir. Mafyalaşmış müzik piyasasında Bergen’i elinde tumak için, aslında resmi olmayan bir evlilik yapılmıştır. Düzmece bir karı-koca senaryosu uydurulmuştur.

Bergen’in yüzüne kezzap atılması

Bergen, 1982 yılında Atlas Plak’tan ilk longplayı olan “Şikâyetim Var”ı çıkarmıştır. Kocasından şiddet görmeye dayanamayan Bergen, birçok kez eşinden kaçmıştır. 31 Ekim 1982’de İzmir Alsancak’daki New York Gece Kulübünde çalıştığı sırada kocası Halis Serbes tarafından yüzüne attırılan bir kova dolusu kezzap atılmıştır. Bu olay sonucunda Bergen iki gözünü de kaybetmiş ve vücudun büyük bir kısmı yanmıştır. Yapılan tedaviler sonucunda, sol gözü daha sonra görme yetisi kazanmıştır. Sağ gözünün hasarı sebebiyle saçlarını hep sağ gözünün üzerine atmış, bazende güneş gözlüğüyle olan imajıyla akıllara kazınmıştır. Halil Serbes iki aylık firardan sonra, tekrar yakalanıp tutuklanarak İzmir Buca kapalı Cezaevine konulmuştur.

Bergen’in şöhreti

Ünlü şarkıcı Kibariye, bilindiği üzerine “Kimbilir?” şarkısıyle çıkış yapmış ve bu şarkının bestecisi Cengiz Özşeker tarafından meşhur edilmiştir. Bergen, Cengiz Özşeker tarafından ikna edilerek, 1985 yılına kadar sahibi olduğu İzmir Pırlanta Pavyon’da sahneye çıkmıştır. 1985 yılında plak yapımcısı Yaşar Kekeva’nın daveti ile İstanbul’a gitmiştir. “İnsan Severse” adlı longplay’i çıkarmıştır. 1986 yılının sonlarına doğru yaptığı “Acıların Kadını” albümü ile şöhreti tüm Türkiye’ye yayılmıştır. Bergen, albümün çok beğenilmesi ile Nisan 1987’de “1986 yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı” unvanı ile Altın Plak ve Altın Kaset‘le ödüllendirilmiştir.

Albümleri yayınlanırken bir taraftan da konser ve sahne çalışmalarını sürdürmüştür. 1987 yılında Ülkü Erakalın’ın senaryosu ve yönetmenliğiyle “Acıların Kadını” filminde Yalçın Gülhan, Asuman Arsan ve Meral Niron ile birlikte başrolde oynamıştır. Bergen sahneye çıkarken, yanmış gözünün üstüne saçının bir perçemini atarak yüzünü kamufle etmeye çalışmıştır. Şarkılarıyla halk tarafından çok beğenilen Bergen, 1987 yılında konser için gittiği Adana’da uğradığı bıçaklı saldırıdan son anda kurtulmuştur. Bu olaydan sonra bir dönem sahneye çıkmayı bıramıştır. Nisan 1989 yılında kocasından resmen boşanmıştır. Haziran 1989’da sahnelere tekrar çıkmaya başlamıştır. Sahnelere çıkmasıyla birlikte “Yıllar Affetmez” adlı albümünü yapmıştır. Albümün tanıtım turneleri için gittiği Adana öldürülmüştür.

Bergen’in öldürülmesi

14 Ağustos 1989 tarihinde Anadolu turnesi kapsamında Samsun’dan Kayseri’ye geçen Bergen, buradaki çalışmasını tamamlayarak Mersin’e gitmek için yola çıkar. Boşandığı eşinin kendilerini takip ettiğini fark eden sanatçı ve annesi emniyeti arayarak durumu bildirir, tedbir alınacağını öğrenince yollarına devam ederler. Tarsus-Pozantı E-5 karayolunun Çamalan Yaylası mevkiindeki Gülek Kasabası’nda bulunan Aspava Lokantası’nda gece 04:00 sularında Halis Serbes, Bergen ve annesinin karşısına çıkar. Halis Serbes ile tartışan Bergen, arabaya binmek üzere hareket ettiğinde Halis Serbes’in silahından çıkan altı kurşunun hedefi olur ve aracın şoför koltuğuna kanlar içinde yığılır. Bergen’in annesi Sabahat Çakar’ı da 3 kurşunla yaralayan Halis Serbes kaçar. Olay yerinde hayatını kaybeden Bergen’in naaşı Tarsus Devlet Hastanesi morguna kaldırılır. Anne Sebahat Çakır’sa yoğun bakımda tedaviye alınır. Olaydan birgün sonra memleketi, Mersin’de Akbelen Mezarlığı’nda toprağa verilir.

Halis Serbest’in daha sonraki yaşamı

Bergen’in katili Halis Serbes, Almanya’da yakalanır. Türk makamları Serbes’in iadesi için çalışma başlatılarak Ağustos 1991 tarihinde Türkiye’ye getirilir. 12 Mart 1992 tarihinde çıkarıldığı mahkemede 1 yıl 3 ay hüküm giymesine rağmen zaman aşımı, Almanya’da mahkûmiyet süresi gibi “hafifletici sebeplerle” 7 aylık bir mahkûmiyetle serbest bırakılır. Mahkeme çıkışında karara isyan eden anne Sebahat Çakır’ın ” Kızımın mezarda kemikleri sızlayacak, beni de tehdit ediyorlar” şeklindeki demeçleri basında yer alır. Halis Serbes şimdi Adana’da serbest meslek sahibi. İkinci eşinden olan dört çocuğuyla birlikte mutlu mesut bir şekilde yaşamaktadır.

Bergen’in hayatının film yapılması

1994 yılında fotoğrafçı Bennu Gerede’nin annesi yönetmen Canan Gerede’nin yönettiği “Aşk Ölümden Soğuktur” isimli bir filmde Bergen’in hayatı anlatıldı. Tuncel Kurtiz’inde rol aldığı filmde Kadir İnanır “Ali” ismiyle Halis Serbes’i, Bennu Gerede ise “Belgin” adıyla Bergen’i canlandırdı. Günümüzde özellikle arabesk radyo terimi ile arabesk müzik formatında yayın yapan radyolarda şarkıları yaşatılmakta ve unutulmadan dinletilmeye devam edilmektedir.

Bergen albümleri